Ankara’da Yaşayan, Yapmış olduğu Başarılı Çalışmalar ve Sergilediği Performansla Adını Başkentte Zirveye Yazdıran Kelkitli Hemşehrimiz Ezgi Şahin gururumuz olmaya devam ediyor.
Sağlık Sektöründe Yüzlerce Vatandaşa Hizmet veren Şahin, “ Diyetisyen demek zayıflatıcı demek değildir. Sihirbaz demek, hatta lokman hekim demek hiç değildir. Diyetisyen demek beslenmeyle ve sağlıklı yaşamla ilgili bildiklerini size doğru bir şekilde aktarıp, hayatınızdaki “Denge” yi kurmaya yardımcı olan ve sizi bu yolda motive eden kişi demektir.” dedi
Genellikle diyet kavramını aç kalmak, sevdiğimiz yiyeceklerden mahrum olmak ve en kötüsü de yaşamımızın belirli bir döneminde birkaç aylığına veya birkaç haftalığına uyguladığımız, uygularken sizi kısıtlayan, can sıkıcı ve dolayısıyla mutsuz eden değişik beslenme çeşidi olarak düşünmekteyiz.
Günümüzde ne yazık ki en korkulan kelimeler arasında yer almakta… Diyet yemekleri dediğimizde sanki arkasından yasaklar listesi, kibrit kutusu kadar peynir, şeker,un,tuz yok gibi söylemler takip edecekmiş gibi bir izlenim uyanıyor. Halbuki Yunancadaki “diyeta” kelimesinin karşılığı “denge” demek…
Çok az yemek,aç kalmak,perhiz yapmak ya da zayıflamak değil !
Aslında diyet kişinin kendine en uygun beslenme planıdır ve beslenme düzenidir.
Diyet daha düz tabir ile bir diyetisyen tarafından verilen sağlıklı bir beslenme programıdır. Bu programın içinde bulunan besinler tamamıyla kişinin özelliklerine göre ayarlanmaktadır. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu sağlık durumu diyet listesinin belirleyici birkaç faktörlerindendir.Diyet yapmak zor bir süreçtir. Bu süreç bir motivasyon ve disiplin sürecidir. Bu motivasyonu size aşılayacak kişi ise diyetisyendir .
Açlığınızın altında yatan sebebi hiç düşündünüz mü? Duygusal açlık mı çekiyorsunuz yoksa fiziksel açlık mı farkları neler bir bakalım ;
Duygusal açlık; stres, sıkıntı, aşırı iş yükü, aile baskısı ya da travmatik bir olaydan dolayı yeme isteğinin artması durumudur. Mutluluk dahi duygusal yeme isteğini artırabilir. Duygusal yeme eğiliminde olan kişiler; yemek yemeyi bir kaçış yolu, rahatlama, eğlenme ya da bir şeyi kutlamak için araç olarak görebilir. Duygusal açlık, kimi zaman fiziksel açlığınızdan daha güçlü olabilir ve bu ikisi karıştırılabilir.
Duygusal açlıkta mide birdenbire kazınmaya başlarken fiziksel açlık daha yavaş ortaya çıkar, çok uzun süre yemeseniz de yemek için ölmezsiniz. Duygusal açlıkta abur cubur ne varsa canınız çeker. O anda çikolata veya pizza gibi yiyecekler dışında gözünüz hiçbir şeyi görmez. Ancak fiziksel açlıkta, birkaç kuruyemiş, haşlanmış sebze bile işinizi görebilir.
Fiziksel açlıkta kişi çoğunlukla ne yediğinin farkındadır, yediğinin takibini yapabilir ama duygusal açlıkta bilinçsizce yeme isteği vardır, mideniz dolsa da tatmin olmaz, hatta rahatsız olana kadar yemek yiyebilirsiniz. Fiziksel açlıkta mideniz dolduğunda bunu bilir ve devam etmezsiniz.
Fiziksel açlıkta yediklerinizden dolayı kendinizi suçlu hissetmezsiniz, çünkü vücudunuzun ihtiyacı olduğunu bilirsiniz, ancak duygusal yeme atağından sonra genellikle kendinizi kötü hissedersiniz. Ayrıca fiziksel açlığın ne zaman, nerede geleceği belli olmazken duygusal açlık genellikle kişi yalnızken ve akşamları ortaya çıkar.
Duygusal açlığı yenebilmeniz için;
-“Yemek yememin altında yer alan duygu ne? Ben şimdi ne yiyorum, tadı nasıl ve buna gerçekten ihtiyacım var mı?” gibi soruları kendinize sorarak farkındalığınızı arttırmanızı,
– Duygusal açlığı hissettiğiniz an 1 bardak su içip ve başka aktivitelere yönelerek odak noktanızı değiştirip kendinize zaman tanımanızı,
– Öğünlerinizi belirli saatlerde yemek masasında yemeye özen göstermenizi,
-Öğünleri atlayıp kendinizi uzun süre aç bırakmamanızı,
– Her bir lokmanızı iyice çiğneyerek yediğiniz besinin tat, koku ve dokusunu hissetmenizi,
– Gün içerisinde ne yediğinizin farkında olabilmek adına beslenme günlüğü tutmanızı,
– Sağlıksız ürünleri evinizde bulundurmayıp onların yerine kuru meyve, kuru yemiş, taze meyve ve sebzeleri tercih etmenizi,
– Yetersiz uyku yemek yemeyi tetikleyeceği için uykularınızı düzenlemenizi öneriyorum. Haber / Kadir Tunç
Comments are closed.
SENDE YORUM YAZ
© 2016 Kelkit Gündem Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.